7 Mart 2012 Çarşamba

Affedilmeyen..

   ..Ufkun dimağı, arsızın gönlü 
Umutsuzun kırbacı, at sineği... 
Bilmiyordum, sustum! 

 Ardından AŞK dedim, olmaz dedi... bilmeden ve haddim olmadan sustum. 
 Ardından SEX dedim, gideri olur dedi.. ama belki diye ekledi 
ve ben bilemedim, gene sustum; 
 uykuda, miğferin kokusunu çaldığımda... 


 Konuştu pandoramın çığlığı, usul usul mırıldadı. 
Hakim olamadı ki diline, olmamalıydı zaten.. olduğu hiç görülmemişti ki mahremiyeti saklı da olsa, 
sıraladı harfleri ardı ardına.... 


''Cibilliyetsizsin, hakim olamadığın Tanrılara hükmetme. 
Aldırma savunmacı sanayine, dermanın it gibi yerlerde... 
Hükümsüzsün suskunluğun bundan, sömürme duyguları aklına! Kelimelerin sağır olmuş.. 
 Amenna eyvallahlarında, ucu pamuklu iğnemelerin, oksijenden bile yoksunsun ki, nefes almamı lutfediyorsun! 
Kurudu bak göz pınarlarım, kamburum dahi yerçekiminin emrinde. 
Bırak tavaf olayım semanda, birtaraf olmak ölüm bana.. 
 Yoksulluk diline pelesenk, kudret gözünde mihenk. 
Hadi küfret şimdi arsız dobralığınla. Eyvallah tüm tövbelere, eyvallah karın tokluğuna, eyvallah suallere... 
Şahadet getir simsarlığına, durma... Et ki daha bi güzelleşsin dünya.. et ki azsın yine içteki mana ! 
 Sefaletim razı gelir mi bilmem, bildiğimi unutturduğun yolda... azımsarmı ki insan piyonun şah dediği tablada.. 
 Sorsan ucundayım yüzeyin, baki kalıyor bulantılarım kasıklarında.. dile gelir mi bilmem, ahrin mebali... 
 dedim sana; bir daha etmem o yemini'' düz yolun yayvan bekçisi; 
kırdı fırlattı kalemini yüzüme, aldırmadan hükmü verene attı son bitap bakışı bir damla akıttı dudaklarından, 
döküldü ahenkle bütün zemler dile geldi.. 


'BEN AŞIK OLDUM' dedi. saftı, dupduru ve sonuncu kez gitti... 


 MAHREMİYETİ, 
yoksun yolunmuş yapraklarında bir ağacın gövdesinde, yaşlı gözlerine bakınca ağlayabilecekken.. 
 MASUMİYETİ, 
çıplaklıktı, çırılçıplak! bir daha hiç utanmadan 
 Son miladında ilk ölümü, sağ yanağında soğuk tokadı vurgunun duvarındaki hali, kucağımda cılız bedeni... 
 Kalamadı beklettiği duraklarda daha fazla, kalamazdıki.. soyuldu arsız hırsızın kollarında. 


''SOKULSAN DAHA FAZLA ÇILDIRABİLİRDİM, AĞLAYABİLİRDİM KUYTU ARALARINDA'' 
 aleve çalan son demleriydi ve ağladı sonuncu defa sonsuzu sayamayacağını öğrenerek..... 


 ''so i dub thee unforgiven!'' diye haykırdı, birinin nefesinde! 
 son kez öldü, dans ederek...
     ............................................................